Hizmet Tespiti

Hizmet Tespiti


Ana sayfa » Hizmet Tespiti

Hizmet tespit davası, sigorta bildirimi yapılmadan ve sigorta primi yatırılmadan veya eksik yatırılarak çalıştırılan kişinin (işçi) bu durumu öğrendikten sonra sigortasız çalıştığı dönemi sigortalı hale getirmek için açtığı davadır. Hizmet tespiti davasında, davacının sigortalılığını ortaya koyan iş sözleşmesine bağlı çalıştığı ispat edilmelidir. Ancak iş sözleşmesi ile çalışmanın da sigortalı sayılacak işlerden olması gerekir.

Hizmet Tespit Davası

Hizmet tespit davası işçi veya mirasçıları tarafından İşveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açılır. İşveren tüzel kişiyse (örneğin şirket) tüzel kişilik yasal hasım olup, ortaklar aleyhine dava açılamaz.

Hizmet Tespit Davasında Görevli Mahkeme

Hizmet tespit davasında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılacaktır.

Hizmet Tespit Davası Zamanaşımı Süresi

İşçinin hizmet tespit davasını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açması gerekir. İşçinin ölümü halinde mirasçıları ise işçinin öldüğü tarihten itibaren 5 yıl içerisinde açmalıdırlar. Burada bahsi geçen süre hak düşürücü süre olup bu süre geçtikten sonra açılan davalar dinlenemez.

Hizmet Tespit Davasından Feragat

Hizmet tespit davaları kamu düzenini ilgilendirdiği için, davadan feragat edilmesi hüküm doğurmaz. Çünkü kişi sosyal güvenlik hakkından vazgeçemez.

Hizmet Tespit Davasında İspat

İspat yükümlülüğü HMK’daki genel kurala uygun olarak, sigortalının üstündedir. Ancak Yargıtay içtihatları bu davanın işverene karşı aciz durumda olan işçiyi koruma gayesi güderek, kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle re’sen araştırma yükümlülüğü getirmiştir. Bu sebeple işçinin, davasını mutlaka resmi belge ile ispatlamakla zorunluluğu bulunmamaktadır. Tanık dahil her türlü delille davasını ispatlayabilmektedir ancak yemin hariç tutulmuştur. Yargıtay içtihatlarında tarafların ileri sürdüğü deliller arasında bir hiyerarşi belirleyerek, eşdeğerdeki delille kanıtlama ilkesini benimsemiştir. Bu ilke uyarınca resmi belge veya yazılı bir belge ile ispat edilen bir durum tanık delili ile bertaraf edilemeyecektir.

  • Sigortalının iş yeri sicil dosyası,
  • Tanık,
  • İşveren nezdindeki iş yeri dosyası,
  • İşverenin mesleki kuruluş kaydı,
  • Dernek ve esnaf sicil kaydı,
  • Sanayi ve ticaret odası kayıtları,
  • İmzalı ücret bordroları,
  • Bilirkişi
  • Yemin

İşveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetin geçtiği süreyi ve ücret düzeyini kabul etseler de dava kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan hakimin araştırmaya devam ederek gerçek durumu tespit etmesi gerekir.

Hizmet Tespit Davası Açma Koşulları

İşçinin, işverene karşı çalıştığı sürenin tespitinin yapılabilmesi 5510 sayılı kanunun 86. maddesinin 8. fıkrasında “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” şeklinde düzenlenmektedir. İşveren tarafından kuruma bildirilmeyen veya çalıştıkları SGK tarafından tespit edilemeyen işçiler, iş akdinin sona erdiği yılın bitiminden başlayarak beş yıl içerisinde çalıştıkları sürenin tespiti amacıyla iş mahkemesine başvurabilmektedir. Kanunda düzenlenen bu beş yıllık süre, Yargıtay içtihatlarıyla hak düşürücü süre olarak belirlenmiştir.

  • İşyerinin niteliği kanun kapsamında sayılanlardan olmalıdır.
  • Hizmet işverenin iş yerinde görülmüş olmalıdır.
  • Hizmetin sigortasız olmuş olması ve Kurumca bunun tespit edilmemiş olması gerekir.
  • Tespit davasının konusu analık, hastalık gibi kısa vadeli sigortalar değil, uzun vadeli sigortalardan olması gerekir.
  • Görülen hizmetin üzerinden 5 yıl geçmeden hizmet tespit davasının açılmış olması gereklidir.

Özetle; işbu davanın iş mahkemelerinde açılabilmesi için SGK m.4/1(a) maddesi kapsamında işçi sıfatı taşıyan kişinin, kurumun talep ettiği belgeleri işveren tarafından SGK’ya verilmemesi ya da sigortalının adına SGK kayıtlarında bulunmaması gerekmektedir. SGK’ya bildirilmeyen işçi nezdinde çalıştığı işveren ile aralarında akdedilen sözleşmenin sona erdiği yılın bitiminden itibaren beş yıl içinde iş mahkemelerine başvurmalıdır.

Hak Düşürücü Sürenin İstisnaları

Hizmet tespit davalarına ilişkin yukarıda belirtilen hak düşürücü süre mutlak nitelikte değildir. Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin süreklilik kazanmış kararlarına göre:

a- Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,

b- Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse,

c- İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa,

d- Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa,

e- İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,

f- İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları varsa, hizmet tespit davaları zamanaşımına uğramaz.

Hizmet Tespit Davasını Kim Açabilir?

Hizmet tespit davasını kişinin bizzat kendisi veya kişi ölmüşse hak sahipleri açabilir. Sigortalının kendisinin açması durumunda hizmet tespitine konu işyerinde hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurabilir. Sigortalı ölmüşse murisin hak sahiplerinin hizmet tespit davasına dair hak düşürücü süresi murisin ölüm tarihinden başlar.