Boşanma, evlilik ilişkisinin yasal olarak sona ermesidir. Boşanma Hukuku davaları kadın ve çocuk hakları dahil aileye yönelik tüm süreçlerde yürütücü ve karara bağlayıcıdır. Boşanma süreci aile hukuku avukatları tarafından yürütülür. Her iki taraf da kendi avukatını seçecektir. Açılacak olan dava mal paylaşımından çocuk velayetine kadar bir çok farklı konuyu kapsar.
Boşanmada kanunun tarafından tanınan tüm hakları, ekonomik anlamda taleplerinizi ve diğer menfaatlerinizi koruyacak, bunlara hakim olan bir avukat ile ilerlemek önemli olmakla birlikte, kişisel olarak kendinizi rahat hissettiğiniz bir avukatla çalışmak da önemlidir. Boşanma, yasal bilgi birikimine ek olarak hassas insan becerileri gerektiren yoğun duygusal bir süreçtir. Çoğu boşanma davası, özellikle nafaka, velayet ve karmaşık mülk sorunları içerenler, boşanma avukatının danışmanlığı ile daha olumlu sonuçlanmaktadır.
Boşanma Hukuku Nedir?
Türk medeni hukukunda boşanma, eşler sağ iken, kanunda belirtilmiş bir sebebe dayanarak, eşlerden birinin açacağı dava sonucu evlilik birliğinin mahkeme kararıyla son ermesidir.
Boşanma hukukunun başlıca konuları;
- Mal Paylaşımı (Mal Rejimi)
- Velayet
- Müşterek Çocukla Kişisel İlişki Tesisi
- Maddi / Manevi Tazminat
- Nafaka
- Ziynet Eşyaları
Boşanma Avukatı Neden Gereklidir, Önemlidir?
Boşanma davası birçok hak ve alacak talebini içerir. Bu hak ve alacakların talep edilmesi kadar Mahkeme tarafından kabul edilebilir olması da önem arz eder. Bir boşanma davasında mahkeme öncelikle usul hukuku bakımından inceleme yapacaktır. Yani yetki, görev, dava şartlarının varlığı gibi konular öncelikle incelenir. Daha sonra dava davanın esasına girilir. Yani boşanma sebebi nedir, boşanmaya sebep olan olaylar nelerdir ve bunlar doğru şekilde delillendirilmiş midir? İşte bu hususlar dava konusu taleplerin kabul edilebilmesi açısından büyük önem taşır.
Hukuki süreçleri doğru bilmeyen kişilerce açılan davaların haklı olunmasına rağmen reddedilme ihtimali yüksektir. Dolayısıyla bir boşanma avukatı ile çalışmak gerekir ki ilerleyen safhalarda sürprizler olmasın. Davanın takibinde doğru adımları atmamak, hukuki süreçle ilgili hatalar yapmak hem zaman kaybettirir hem de haklarınızın daha azına razı gelmek zorunda bırakabilir. Şüphesiz ki her hukuki süreç avukat olmaksızın şahsen başlatılabilir. Ancak bunu yapan kişinin hukuki sürece vakıf olmamasının neticeleri ağır olacaktır.
Boşanma Çeşitleri
Boşanma davaları bizim hukuk sistemimizde iki türlüdür. Bunlardan biri anlaşmalı boşanma davası diğeri ise çekişmeli boşanma davasıdır. Taraflar anlaşmanın tüm sonuçları ile ilgili anlaşma sağlamışlar ise bu durumda düzenlenecek bir protokol ile anlaşma şekilde boşanabilirler. Şayet boşanmanın sonuçlarına ilişkin anlaşma sağlanamamışsa taraflar çekişmeli boşanma davası açarak talep konularının deliller doğrultusunda Mahkeme tarafından değerlendirilmesini sağlayacaklardır.
Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için öncelikle tarafların en az 1 yıldır evli olmaları gerekmektedir. Aksi halde anlaşmalı boşanma davası açılması mümkün değildir. Eşler boşanma, mal paylaşımı, ziynet eşyaları, nafaka, velayet ve sair konuların tamamında uzlaşma sağlamalıdır. Hazırlanacak olan protokol tüm bu anlaşma hususlarını içermelidir.
Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan hususlar boşanma davası sonrası tarafları bağlayacak olup daha sonra değiştirilmesi büyük bir kısmı için mümkün olmamaktadır. Bu nedenle taleplerin eksiksiz ve doğru planlanarak protokole yazılması gerekir. Aksi halde yaşanacak hak kayıpları nedeniyle yeniden bir başvuru yapmak mümkün olmaz.
Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanma davaları tarafların boşanma ve buna bağlı taleplerini delilleri ile birlikte Mahkemeye sunduğu ve Mahkemenin talepleri değerlendirerek deliller ve iddialar doğrultusunda karar oluşturduğu boşanma davalarıdır. Süreç içerisinde taraflar varsa özel boşanma sebeplerini veya kusuru ispat eder ve buna bağlı hak ve alacakları Mahkemenin değerlendirmesine sunar. Dava devam ederken her aşamada anlaşmalı boşanmak da mümkündür.
Boşanmanın Sebepleri
Evlilik birliğinin sona ermesi için, mahkemeye bir boşanma sebebinin sunulması gerekir. Boşanma sebepleri, evlilik içerisinde birçok sebepten ötürü değişiklik göstermektedir. Fakat anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma davalarında boşanmanın sebepleri çok önemli olmaktadır. Bu sebepleri davanın seyrini, tazminat durumunu, nafakayı, velayeti etkilemektedir. Hakimin kararı da bu sebepler üzerinden ilerlemektedir.
Boşanmanın özel ve genel sebepleri vardır.
Özel Boşanma Sebepleri
Özel boşanma sebepleri, kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. Aşağıdaki sebeplerin varlığının ispatı, boşanma için yeterlidir. Kusurun ispatı gerekmez.
- Zina
- Terk
- Cana kast, pek kötü muamele
- Suç İşleme veya onur kırıcı davranış
- Akıl hastalığı
- Fiili Ayrılık
Genel Boşanma Sebepleri
Kanunda özel boşanma sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır ve bu sebepler ile açılacak boşanma davasında karşı tarafın kusurlu olup olmadığı hususu önem arz etmez. Yalnızca sebebin varlığını ispat yeterlidir. Genel boşanma sebepleri olarak adlandırdığımız evlilik birliğinin temelinden sarsılması, bir diğer deyişle şiddetli geçimsizlik hallerinde ise kusurun tespiti önem taşımaktadır.
Buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan eşin öncelikle bu davranışlarında kusurlu olduğu, kendi kusurlu hareketleri ile evlilik birliğinin devamını imkansız hale getirdiğini delillendirmek gerekir.
Boşanma Konuları
Boşanma, tarafların evlilik birliğinin sona ermesidir. Ancak bu sona erme beraberinde bir kısım yükümlülükleri getirebilir. Ortak bir çocuğun varlığı velayet ne çocuk için ödenecek olan iştirak nafakasını gündeme taşıyacaktır. Bunun yanı sıra taraflar için de yoksulluk nafakasına hükmedilebileceği gibi kusur halinde maddi ve manevi tazminat konularının da değerlendirilmesi gerekir. Aile konutunun durumu, ev eşyalarının paylaşımı, ziynet eşyalarının iadesi, mal paylaşımı da boşanma ile birlikte talep konusu haline gelen diğer hususlardır.
Boşanmada Velayet
Reşit olmayan çocuğun velayeti yasal olarak elinden alınmadıkça anne ve babaya aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. Maddesinin ilk fıkrasında da belirtildiği üzere; “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.” Boşanma durumunda, evlilik sona erdiği için çocuğun/çocukların velayeti bir kişiye verilebilir. Ya da ortak velayet verilebilir. Ortak velayet, çocuğun eğitimi, bakımı, dini eğitimi, gibi konularda müşterek karar alınmasını sağlar.
Bir aile bölündüğünde, ebeveynler ve mahkeme küçük çocuklar için neyin en iyi olacağına, nerede yaşayacaklarına ve kararların nasıl alınacağına karar vermek zorundadır. Bu genellikle boşanma işlemlerinin en zor kısmıdır. Velayetin kimde olacağı hususunu değerlendirirken Mahkeme çocuğun üstün yararını gözetmekle mükelleftir.
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar velayet konusunu kararlaştırmış ve velayet hakkı sahibi olmayan ebeveyn için açık ve uygulanabilir bir şekilde kişisel ilişki tesisinin nasıl kurulacağı belirtmiş olmalıdır. Çekişmeli boşanma davalarında ise mahkeme dava süresince tedbiren, dava neticesinde de sürekli olarak velayet hakkının kimde olacağını, diğer ebeveyn ile ortak çocuğun görüşeceği günleri belirler. Boşanma davası sonrasında velayet hakkının değiştirilmesi amacıyla her zaman dava açılabilecektir.
Ortak Velayet
Ortak velayet, anne ve babanın müşterek çocuğun velayetine ilişkin hak ve yükümlülükleri birlikte üstlendiği velayet türüdür. Burada ilk öncelik her zaman için çocuğun üstün yararının gözetilmesi olacaktır. Örneğin Mahkeme çekişmeli bir boşanma davasında ortak velayete ilişkin karar vermekten taraflar arasındaki uyuşmazlık gereği kaçınabilecektir. Zira taraflar arasındaki çekişmenin çocuk üzerinden yürümesi ihtimalinin bertaraf edilmesi gerekir.
Anlaşmalı boşanma davalarında ise ortak velayeti taraflar birlikte kararlaştırabilecektir. Buna karşılık Mahkeme hakiminin yine de velayet konusunu ayrıca ele alma yetkisi bulunur. Yani çocuğun üstün yararı gereği protokolde yer alan velayet düzenlemesini değiştirebilecektir.
Boşanmada Mal Paylaşımı (Mal Rejimi)
Evlenme tarihinden sonra her iki eşten de edinilen mallar yasal koşulları taşıması şartı ile edinilmiş mal olarak kabul edilir ve bu rejime göre bölünmeye tabidir. Bu bölünmeye ilişkin talepler boşanma davasının kesinleşmesinden sonra görülür. Edinilmiş mallara katılma alacağının tespiti için açılacak olan davanın boşanma davası ile aynı anda açılması mümkündür. Ancak boşanma kararı kesinleşmeden mal paylaşımı sürecine başlanmaz. Zira edinilmiş mallara katılma alacağı evlilik birliğinin sona ermesi ile birlikte muaccel hale gelmiş olur.
Edinilmiş mallara katılma alacağı bir alacak davası olup, alacağın hesabına konu mal varlıklarının ayni olarak bölüşülmesi talebini içermez. Dava neticesinde mahkeme evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan ve kişisel mal vasfını taşıyan malların parasal değerini hesaplayarak bunları yarısının davacıya ödenmesine karar verecektir.
Ziynet Eşyası
Ziynet eşyalarının kime ait olacağı konusunda Yargıtay’ın birbirinden farklı kararları bulunmaktadır. Bir dönem tüm ziynet eşyalarının kadına ait olduğuna yönelik kararlar verilirken bir dönem ise her kime takıldıysa ziynet eşyasının ona ait olacağına yönelik kararlar verilmektedir. Ziynet eşyalarının talep edilmesi durumunda öncelikli sorun ispattır. Kaç adet veya kaç gr, kaç ayarda altının veya başkaca ziynetlerin takıldığını fotoğraf, video gibi delillerle ispat etmek lazım gelir. Ziynet eşyalarına ilişkin talep ileri sürülürken uygulamadaki güncel yaklaşıma göre talepleri iletmek lazım gelir.
Eşya Alacağı
Eşlerin boşanma sürecinde kişisel eşyalar ve ev eşyaları konusunda uyuşmazlık yaşamaları ve paylaşıma ilişkin anlaşma olmaması halinde eşya alacağı davası gündeme gelmektedir. Eşya alacağı talebi boşanmanın eki niteliğinde değildir. Bu nedenle boşanma davasının açılmış olması yahut kesinleşmesine bakılmaksızın eşya alacağı davası açılabilmektedir.
Nafaka
Nafaka veya eş desteği, bir eş tarafından bir uzlaşma anlaşması veya mahkeme emri uyarınca yapılan aylık ödemedir. Nafaka, boşanmanın haksız ekonomik etkilerini düzeltmeyi amaçlar.
İştirak Nafakası
İştirak Nafakası, ebeveyn tarafından, çocuğun ihtiyaçları için harcanacak olan velayet hakkı sahibi olan ebeveyne yapılan aylık ödemedir. Bu ödemeler yargılama süresince tedbir nafakası olarak yapılırken, yargılama sonucunda iştirak nafakası olarak yapılır. Bu ödemenin amacı evlilik birliği sonrası çocuğun ihtiyaçlarının eksiksiz olarak giderilmesini sağlamaktır.
Yoksulluk Nafakası
Yoksulluk nafakası, ekonomik olarak evlilik birliği sonrası bakıma muhtaç olan veya boşanma sonrası ekonomik olarak desteğe ihtiyaç duyan tarafa ödenmesine karar verilen aylık ödemelerdir. Yoksulluk nafakası da tıpkı iştirak nafakası gibi yargılama süresince tedbir nafakası olarak gerçekleşir.
Evlilik Öncesi Anlaşma
Evlenmeden önce taraflar boşanma veya ölüm halinde birbirlerinin mülküne gelecek haklarından vazgeçtiklerine dair bir anlaşma yapabilirler. Bu anlaşma nikah merasimi esnasında evlendirme memuruna bildirilebileceği gibi evlilik sonrasında noterde yapılacak sözleşme ile de yapılabilecektir. Bu durumda taraflar mal ayrılığı rejimini benimsemiş olacaklardır.
En temelde boşanma, iki tarafın yasal ve mali ilişkilerini sonlandırdığı yasal bir süreçtir. Ancak genel olarak çoğu boşanma çocuğun velayeti veya mal paylaşımı gibi konularda anlaşmazlıkları içerir. Siz ve / veya eşiniz boşanma davası açmayı düşünüyorsanız, bölgenizdeki bir boşanma avukatıyla temasa geçin.